Dinleyeceğiniz eser piyanoda Ivan Klánský ile birlikte şef Jiri Belohlavek'in yönetimindeki Virtuosi Di Praga Orkestrası tarafından 1990 yılında The Rittersaal of Palais Waldstein'da seslendirilmiştir.
Mozart, minör tondaki bu ilk konçertosunu 10 Şubat 1785'te Viyana'da tamamladı. Hemen ertesi günkü abonman konserinde yorumlanan eseri, konserde bulunan babası Leopold Mozart, kızı Marianne'e yazdığı 14 Şubat 1785 tarihli mektupta şöyle anlatır:
"Wolfgang'ın yeni ve başarılı piyano konçertosunu, biz salona geldiğimizde nota kopisti daha yazıyordu ve kardeşin de kopyaları kontrol etmek zorunda olduğu için Rondo'yu bir kere bile çalacak vakti bulamadı ."
Mozart'ın 15 Şubat günü soprano Distler'in evinde tekrarladığı, pek de eğlendirici tınıları olmayan bu konçerto, anlatımındaki romantik çağın öncü renkleri ve duygu yoğunluğu nedeniyle 19. yüzyılda daha çok beğenildi. Ancak Mozart'ın orijinal kadansları günümüze ulaşamadı.
Beethoven'ın birinci ve üçüncü bölümler için yazdığı kadanslardan ikincisi ise bugün British Museum'da korunmaktadır. Eski hafiflikten, oyundan uzaklaştığı, daha ciddi şekilde, bilinçli tarzda varlığını, kaderini duyurduğu, kısaca kendi portresini yansıttığı eser olarak kabul edilen bu konçertoda Mozart, artık sosyetenin hizmetinden uzaklaşmış, onların beğendiklerine yönelmek yerine sanatın sonsuzluğuna yönelmiştir.
1784'te altı piyano konçertosu besteleyen Mozart 1785'te üç taneyle yetinecek ve klasik formu korumasına karşın içerik yoğunlaşacaktır.
Sola piyano ve flüt, iki obua, iki fagot, iki korno -Mozart'ın "clarini" adını verdiği- iki trompet, timpani ve yaylı çalgılar için yazılan konçertonun 1. Bölümü 4/4'lük ölçüde, Re minör tonda, çabuk (AIIegro) tempoda karanlık havada uzun bir orkestra girişiyle başlar. Orkestra -ölümün, Requiem'in tonalitesinde- sunduğu bu temayla yalnızca kötü kaderi vurgulamak ister gibidir. İlki basların egemenliğinde Re minör, ikincisi Fa Majörde önce flüt, sonra obua, en sonunda da yaylılarda değişimle duyurulan iki tema da orkestraya verilmiştir; piyano bunlarla ilgilenmez, kendi sakin ve lirik resitatifine başlar, sonra 16'lık notalarla hızlanır, orkestranın birinci temasıyla birleşir. Kromatik yükselen bu pasajlar süsleme değil, tutkulu heyecanın anlatımıdır. Piyanonun sunduğu ikinci tema daha ezgiseldir ve gergin ortamı hafifletir. Piyanonun içtenlikli üçüncü teması ise üfleme çalgıları daha dostça davranmaya zorlar gibidir. Geliştirimde ise üç kez -Fa Majör, Sol minör ve Mi bemol Majör- piyanonun lirik resitatifi akıcı arpejlerle işlenir. Tekrar (reprise) bölmesi ise dramatik aksanlarla başlar. Beethoven'ın kadansından sonra da 32 mezürlük uzun bir orkestra geçidi ise Mozart'ın solist yerine senfonik anlatıma verdiği önemi sergileyerek bölümü hafifçe sona erdirir.
2. bölüm yine 4/4'lük ölçüde, alışılmamış Si bemol Majör tondadır. Temposu belirtilmemiş, ancak Mozart'ın piyano konçertosunda ilk kez kullandığı Romanze (romans) başlığı uygun görülmüştür. Ama bu sade başlık altında ince bir bestecilik ustalığı, hem basitlik hem de anlatım mükemmelliği gizlenir. Bundan sonra da Mozart Korno Konçertosu, Küçük Bir Gece Müziği gibi bazı eserlerinde "Romanze" başlığına yer verecektir. Daha lirik yansıtabilmek için orkestradan trompetleri ve timpaniyi çıkaran Mozart bu üç bölmeli romansı sola piyanoyla başlatır. Piyanonun sunduğu, genellikle ağırca (Andante) tempoda çalınan bu tema, Mozart'ın en güzel ve duygulu melodilerindendir. Ama Mozart alla breve çizgisiyle temponun çok ağır alınmasını önlemiştir. Bu ezgisel tema, piyano ve orkestra arasında geniş bir ırmak gibi, ama paylaşılarak sakin ve berrak akar. Aradaki intermezzo benzeri bölme ise kontrast oluşturmak için Sol minör tonda, biraz huzursuzca gezinen 16'lık triyole piyano figürleriyle işlenir, buna da metal üfleme çalgılar melodinin parçalarıyla karşıtlık sağlar. Lirik ve soylu melodinin tekrar hazırlanıp sunulması bölüme yine eski havasını kazandırır ve Romanze hafifçe sakinleşerek ustaca bir ritardando ile sona erer.
Rondo başlıklı 3. bölüm 4/4'lük ölçüde, yine alla breve işaretli, oldukça çabuk (AIIegro assai) tempoda ve ana tonalite Re minörde başlar. Yine piyanonun sola sunduğu canlı temayı, orkestranın tuttisi alıp geliştirir. Biraz buruk ama tutkulu tema, ileride Beethoven'a da esin kaynağı olacak bu anlatım, daha da vahşi şekilde piyano sonatlarında kullanılacaktır. Piyano tarafından atılırcasına bir buçuk oktavlık bir gam gibi yükselerek başlayan ve "Mannheim roketi" diye de anılan stildeki bu tema, kontrpuan ustalığıyla orkestra tarafından işlendikten sonra iki yan tema daha oluşur: Kovalanırcasına, baskı altındaki Fa minör temayla sakin ve sevimli oluşuyla çevreye yabancı kalan Fa Majör tema... Ama ana tema her zaman karışmakta, piyano kadansına başlayacağı zaman bile aniden ortaya çıkmaktadır. Piyanonun uzun ve ana tema üzerine kadansından sonra tahta üflemeler yine ana temayla belirir ve tüm orkestra canlı bir coda'yla Majör tonda eseri sona ulaştırır.[1]
[1] Aktüze, İrkin: Müziği Okumak, 4. Cilt. Pan Yayıncılık. İstanbul. 2003.