Jean Paul’ün Titan adlı romanından esinlenerek 1888 yılında tamamladığı 1. Senfoni’si de bir “İnsan ve Doğa Senfonisi”dir. Bir saate yakın süren eser, 1889’da Budapeşte’deki ilk yorumunda “İki Bölümlü bir Senfonik Şiir” başlığıyla çalındı. Mahler 1893 Hamburg ve 1894 Weimar’daki seslendirişlerinde ise Jean Paul’den esinlenerek Titan adını verdiği, aslında beş bölümlü olan eseri ikiye böldü: İlk bölüm “Gençlik Günlerinden, Çiçekler, Meyve ve Diken Parçaları”, ikinci bölüm ise “Commedia Humana-İnsanlık Komedyası” olarak, ayrıntılı bir açıklamayla konser dinleyicilerine sunuldu. Ancak Mahler, eserin yanlış anlaşıldığını görünce açıklamaları kaldırdı.

1. Bölüm

4/4’lük ölçüde ve Re minör tonda başlayan 1. Bölüm “ağır, sürüklenerek, çok rahat; canlı bir zaman ölçüsünde-bir doğa sesi gibi” (Langsam, schleppend; Sehr gemächlich; Belebtes Zeitmass-Wie ein Naturlaut) temposuyla belirlenmiştir. Bölüm doğanın, bu aynı süreklilikte giden ağır ve esrarlı sesiyle sabahın erken saatinde uyanışını canlandırır. Yaylı çalgıların armonik sesle duyurdukları bu hava, sesi uzaktan gelen bakır üfleme çalgıların guguk kuşlarını yansıtmasıyla renklenir. Bu bölüme daha sonra, Mahler’in Bir Gezginin Şarkıları adlı eserinde kullandığı “Bu sabah tarlalarda gezdim” şarkısının teması hakim olur. Yaşama ve doğaya bağlılığın işlendiği bu şarkı aydınlık, tasasız karakteriyle kendine bağlı yan temalarla gelişir.

2. Bölüm

2. Bölüm 3/4’lük ölçüde ve La Majör tonda başlar. “Güçlü bir hareketle, ancak çok hızlı değil” (Kraftig bewegt, doch nicht zu schnell) temposuyla bu scherzo bölüm, daha çok vals ile ländler karışımı bir dans havasındadır. Problemsiz olarak gelişir. Bas partisi üzerinde neşeli bir ländler ezgisi yükselir. Sevimli ve pastoral trio bölmesinde de sezilen Alp yöresi atmosferi, bölüme egemendir. Bölüm, ilk yorumlarda kullanılan özgün başlığı Pupa Yelken’e uygun biçimde sona erer.

3. Bölüm

4/4’lük ölçüde ve Re minör tondaki “Törensel ve ölçülü, sürüklenmeden” (Feierlich und gemessen, ohne zu schleppen) tempo belirlemesiyle başlayan 3. Bölümde (İnsanlık Komedyası), 17. Yüzyıl ressamı Jacques Callot’un Avcının Cenaze Töreni adlı gravüründen esinlenilmiştir. Şakacı, aynı zamanda korkulu bir rüya gibi hayvanlar avcının tabutunun çevresinde toplanmıştır: Tavşanlar flamalar taşımakta; kedi, karga ve baykuşlardan oluşan bando takımı cenaze marşını çalarken, diğerleri ağır adımlarla yürümektedir. Cenaze marşı, herkesin bildiği, kanon biçimindeki ünlü çocuk şarkısı Frère Jacques alaycı bir üslupta çalınır. Timpaninin kısık vuruşları eşliğinde kontrbas ve viyolonselin sürdinli olarak duyurdukları marş, sürekli tekrarlanır. Tema diğer çalgılara da geçer. Beliren karşı temaya timpani ve ziller de katılır. Kanonun tekrarıyla yaratılan monoton hava, bölümün ortasında zarif bir ezgiyle kesilir. Bu ezgi, yine bestecinin Bir Gezginin Şarkıları’ndan ‘‘Yolda bir ıhlamur ağacı var” adlı lieddir. Ancak bölümün sonunda cenaze törenine dönülür. Mahler, kendi açıklamasıyla “Bu kötü bandonun yarattığı izlenimin dünyanın çiğliğini, bayağılığını ve alaycılığını yansıttığı”nı belirtir.

4. Bölüm

Ara verilmeden, adeta ihtarsız giren 4. Bölüm, yine 4/4’lük ölçüdeki “Fırtına hızında” (Stürmisch bewegt) tempolu final Do, Si, Re bemol, Fa, La bemol’den oluşan uyumsuz (disonant) tiz bir akorla başlar. Mahler bunu, “derinden yaralanmış bir kalbin haykırışı” olarak tanımlar. Bölüm, bestecinin program açıklamasına göre Cehennemden Cennete Geçiş’i canlandırır: “Varoluş cehennem, acının ve kederin aşılması da cennettir”; böylece eserin kahramanı zafere ancak ölümle ulaşacaktır. Vahşi hızla koşuşan yaylı çalgıların üstünde üfleme çalgıların marş motifi yükselir. Zarif ve hafif biçimde kemanlarda duyulan ikinci tema ise, sanki bir kurtuluş gibi birincisiyle kontrast oluşturur. Kısa süren bu kurtuluş, kornaların tehdit üslubundaki tutkulu ve güçlü bir motifiyle kesilir. Fırtına bir ara durulur; Re Majör tonda parlak, iç açıcı doğa motifi belirir: Birinci bölümdeki bu doğa temalarının yeni biçimde işlenişiyle ve yedi kornonun törensel bir coşkuyla sunduğu zafer havasıyla eser sona erer.

[1] Aktüze, İrkin: Müziği Okumak, 3. Cilt. Pan Yayıncılık. İstanbul. 2003.

Ludwig van Beethoven 1806 yılında, yani 36 yaşındayken bestelediği tek keman konçertosunu kemancı Franz Clement (1780-1842) için yazmasına karşın, gençlik arkadaşı Stephan von Breuning'e ithaf etmiştir. Beethoven daha önce Op. 40 ve Op. 50 olarak numaralanan, keman ve orkestra için Romans adıyla iki eser bestelemiştir. Kendisi için oldukça verimli bir yıl olan 1806'da 0p. 59 Yaylı Çalgılar Dörtlüleri'ni, 4. Senfoni'siyle 4. Piyano Konçertosu'nu yazan Beethoven, keman konçertosunun sola partisi için pratik yönden Franz Clement'ten yararlanmıştır. Ancak eserin ilk yorumu hiç de kolay olmadı:

Viyana'da 1806 yılının Noel gecesinden bir gün önce, 23 Aralık'ta gerçekleştirilen ilk seslendirilişte, partisyonun önemli bölümü henüz hazır değildi. Theater an der Wien Orkestrası'nın başkemancısı ve yöneticisi, harika çocuk olarak ün kazanan ve konserin odak noktası olan 26 yaşındaki Clement partisinin çoğunun notasını "Prima vista "(ilk görüşte) çalmak zorunda kalıyordu. Beethoven da belki bu geç kalışının suçluluğunu hissetmiş, kendisini affettirmek için eserin başına merhamet anlamına gelen "Clement" kelimesiyle ilgili, yarı İtalyanca, yarı Fransızca "Concerta per elemenza pour Clement" cümlesini yazmış, konçertoya merhamet gösterilmesini dilemişti. Ayrıca Mehul'ün uvertürü, Mozart ve Cherubini'nin bazı eserlerinin yer aldığı konser, solistin Fantasia'sı ile bitiyordu. Bugün bile provasız çalınmasına pek cesaret edilemeyen Beethoven'ın konçertosu bölümler halinde seslendirilmiş, arada Clement bazı virtüöz soloları, tek tel üzerinde çaldığı kendi sonatını da yorumlamış, hatta bunu kemanı ters tutarak -o çağda istenilen gösteriler gibi- yapmıştı.

Bu gösteriler daha sonra alayla anımsanmasına karşın dinleyiciler solisti çok beğenmiş, konçerto da kabullenilmişti. Ancak basın daha katıydı: Wiener Theaterzeitung, eserin özgünlüğü ve güzellikler içeren birçok pasajı nedeniyle alkışlandığını, ama orkestranın kopmalar gösterdiğini, konçertodaki ilintisiz tekrarların, üst üste yığılmış fikirlerin yorucu olduğunu belirtmişti.

Ciddi bir eleştirmen de "Beethoven'ın ne yazık ki 1. ya da 2. senfonileri gibi eserleri artık insanlığa hediye etmediğinden" yakınıyordu. Beethoven, arkadaşı Bayan von Breuning için konçertonun bir piyano düzenlemesini de yapmış ve her iki versiyon 1809'da yayımlanmıştı. Konçerto ancak bestecinin ölümünden 17 yıl sonra konser salonlarında yaygınlaşabilmiştir: 1844'te, 12 yaşındaki Joseph Joachim, Mendelssohn'un yönetimindeki Londra Filarmoni Derneği Orkestrası eşliğinde -daha önce 14 yaşındaki Henri Vieuxtemps ve daha sonra da 11 yaşındaki Yehudi Menuhin'in yaptıkları gibi konçertoyu seslendirmiş, daha sık çalınması için büyük çaba göstermiştir. Eseri "ruhsal bir Everest"e benzeten ünlü şef Fritz Busch 1927'de, kısa pantolonlu harika çocuk Menuhin'e "Kimse çocuk sinema yıldızı Jackie Coogan'ın Hamlet'i oynamasına izin vermiyor" diye söylenmiş, ancak provadan sonra olumlu yanıtı vermiştir.
Keman konçertoları arasında gerçekten de zirvede duran eser, bir bütün halinde dinlendiği zaman içtenlikli keman-orkestra diyaloğu sezilebilen, gösterişe ve solistik virtüözlüğe önem vermeyen, tekniğin üzerindeki anlamlı güzelliğiyle Beethoven'in tek lirik konçertosudur. Aynı yıl yazılan 4. Piyano Konçertosu'nda solistle orkestra arasındaki, daha ilk bakıştaki savaşın yerine bu eserde karşılıklı konuşma yeğlenmiş, solistten formu, özü ve ruhsal yapıyı kavraması istenmiştir. Ancak, son bölümü parlak bir yorum gerektiren konçertonun yapısıyla ünlü solistler de ilgilenmiş, Joseph Joachim ve Franz Kreisler gibi kemancılar, hatta günümüz bestecilerinden Alfred Schnittke, eser için kadans bestelemiştir.

1. Bölüm

4/4'lük ölçüde, çok hafif timpani vuruşlarıyla, o kadar çabuk olmayan (Allegro ma non troppo) tempoda başlayan 1. bölüm, uzun bir orkestra girişini içerir. Baştaki dört darbenin ilginç bir de öyküsü vardır: Beethoven, sağırlığının arttığı günlerde bir şey duyar gibi olur. Kuşkuyla pencereye doğru gittiğinde komşu kapının vurulduğunu görür ve işitme duyusunu hala yitirmediğine sevinerek bu vuruşları konçertoda değerlendirir. Beşincisi, tahta üfleme çalgıların girişiyle altta kalan bu vuruşlar sanki eserin nabzı gibidir. Birbirine yakın altı yan temanın duyurulduğu orkestral ritornello, barışçı bir hava oluşturur. Her iki ana temayı da önce üfleme çalgılar duyurur. Özellikle ilahi benzeri diyatonik melodi, bölümün sonuna da egemen olur. Solist ise yumuşak bir kadansla girer ve timpanilerin nabız atışıyla izlenir. Solo keman uzun bir yay çekişiyle duygulu şarkısını sunar. Konçertonun yarı uzunluğunu aşan birinci bölümde, ikinci orkestra tuttisi daha güçlüdür. Özellikle ikinci temanın değerlendirildiği son bölme, kemanın zirveye özgürce yükselişine de sahne olur. Genellikle Kreisler'in kadansının çalındığı bölmeden sonra kısa bir coda'yla ilk bölüm biter.

2. Bölüm

Sol Majör tonda ve 4/ 4'lük ölçüdeki 2. bölüm, kısa, zarif ve romantik bir romanstır. Pek ağırdan biraz daha hızlıca (Larghetto) tempoda liri k yoğunluk daha da artar, sanki finale bir giriş hazırlanmaktadır. Ana tema sürdinli yaylı çalgılarca çok hafif sunulur, sonra korno, klarnet ve fagota ulaşır. Keman bu diyaloğa katılır ve ezgiyi süsler. Tema sonra, önce yaylılar tarafından daha güçlü tekrarlanır, buna üflemeli çalgılar cevap verir ve ikinci bir temanın keman tarafından şarkı söyler gibi sunulmasına olanak sağlar. Kemanın kısa bir kadansıyla ara verilmeden finale geçilir.

3. Bölüm

6/8'lik ölçüde, Re Majör tonda ve çabuk (Allegro) tempodaki 3. bölüm canlı ve neşeli bir av borusu çağrışımını andıran Rondo'dur. Temayı bu kez önce keman sunar. Ritmik rondo, kemana her türlü virtüözlük olanağını sağlar ve zaman zaman minör tonda eğlenceli biçimde kesilmesine karşın neşesini sürdürür, yine kemanla son akorlara ulaşır.
Beethoven 1807'de eseri piyano konçertosu olarak da düzenlemiş ve Stephan von Breuning'in iyi bir piyanist olan eşi Julie'ye ithat etmiştir.[1]
 
[1] Aktüze, İrkin: Müziği Okumak, 1. Cilt. Pan Yayıncılık. İstanbul. 2002.

magnifiercross