10 Ağustos 1788'de tamamlanan Do Majör No. 41 Senfoni, Mozart'ın son senfonisidir. Bestecinin, mason arkadaşı Johann Michael von Puchberg'e (1741-1822) yazdığı mektuptan bu son üç senfoninin (KV 543, 550 ve 551) abonman konserleri dizisi için planlandığı anlaşılmaktadır. Ancak bunların Mozart hayattayken çalınmadığı da öne sürülür. Fakat bestecinin 1789'daki Berlin turnesinde Dresden ve Leipzig'de ya da 1790'da II. Leopold'un taç giyme töreni için gittiği Frankfurt'ta çalındığı sanılıyor. Bunun sebebi, 1790'lı yıllarda kısıtlı da olsa bazı elyazması kopyaların görülmüş olması. Ayrıca 1791 baharında Viyana'da Tonkünstler (besteciler) Derneği yararına Antonio Salieri'nin yönettiği konserde Mozart'ın son senfonilerinden birinin yer aldığı biliniyor.

Yunan mitolojisindeki Zeus'a Romalılar tarafından verilen Jüpiter adını da senfoniye Mozart takmamıştır. Romalıların en eski tanrısı olan Jüpiter, gök ışığının, yıldızların, şimşeklerin tanrısıdır ve senfoninin bu öğeleri içerdiğini düşünen Londralı emprezaryo, Bonn doğumlu kemancı Johann Peter Salomon'un bu adı bulduğunu öne sürer.

Almanca konuşulan ülkelerde daha çok "Füg Finalli Senfoni" olarak bilinen eserin, Mozart'ın oğlu Franz Xaver'in (1791-1844) Vincent ve Mary Novello adlı yayıncılara anlattığına göre Salomon'un koyduğu "Jüpiter" adı İngiltere'de yayılmış, önce 20 Ekim 1819'da Edinburgh'daki konser programında, sonra da 26 Mart 1821'de Londra Filarmoni Derneği'nin 1823'te Londra'da yayımlanan piyano düzenlemesinde yine "Jüpiter" başlığı yer almıştır.

Gerçekten de olağanüstü dengeli yapısı, klasik olgunluğu ve ideal güzellik duygularıyla bu antik çağ tanrısının yüceliğine yakıştırılan senfoni, bu alanda 1788'e kadar yazılanlardan da üstün tutulur.

1. Bölüm

1. bölüm çabuk ve tez canlı (Allegro vivace) tempoda ve Do Majör tonda, 4/4'lük ölçüde hemen güçlü ve cesur ana temayı sunarak başlar. Herhangi bir giriş olmadan forte olarak duyurulan bu erkekçe ve haşmetli karakterdeki temanın girişi, yaylıların yalvaran tavırlı, biraz da kadınsı ve hafif (piano) cevabıyla yankılanır. Büyük bir tuttiden sonraki açılışın tekrarında ise, bu kez tahta üflemelilerin zarif cümleleri duyulur. Daha sonra serimin (exposition) son temasını, Mozart'ın üç ay önce yazdığı KV 541 "Un bacio di mano" (El Öpüşü) adlı aryası oluşturur. Mozart'ın Pasquale Anfossi'nin (1727-1797) metni üzerine yazdığı aryanın sözleri de oldukça gariptir, güngörmüş bir Fransız öğüt verir: "Biraz safsınız aziz Pompeo, gidin de dünyayı öğrenin!" Çok değişik tabloları içeren, zarif, aldatıcı, tutkulu, şakacı ve ciddi olabilen ama kesin bir tavır koymayan bölümde, beklenmedik modülasyonların da sergilenmesinden sonra törensel fanfarlarla sona ulaşılır.

2. Bölüm

2. bölüm 3/4'lük ölçüde, şarkı söyler gibi, ağırca (Andante cantabile) tempoda en derinlerden gelir gibi büyük bir ezgidir sanki... Sevimli ama özlem yüklü soylu tema, sürdinli çalan kemanlarla canlanır. Ancak bu özlem isteği arada beliren sert akorlarla ret cevabı alır gibidir. Bu bölümde trompet ve timpani yer almaz. Forte bölümlerde obualar, piano'larda flüt ve fagotlar kemanları duble eder. İnce bir kontrpuanın öngörüldüğü bölümde her şey berrak ve açıktır. Daha sonra fagotun başlattığı ezgi obualarda barışçı yeni tema olarak belirir. Zarif bir coda'dan sonra bu melodik ögeler usta bir kontrpuan örgüsüyle geliştirilir ve türlü ton değişimlerinden (modülasyon) sonra bölümü yine başlattığı tonalitede, Fa Majörde sona erdirir.

3. Bölüm

3. bölüm Menuetto, çabukça (Allegretto) tempoda, yine ikinci bölüm gibi 3/4'lük ölçüde ve 18. yüzyılın en güçlü senfonik karakterindeki menuete örnektir. Girişte kromatik üç notanın aşağı kaymasıyla başlayan ve buruk disonanslı akorlarla desteklenen enerjik yapılı bu menuetto, trompet ve vurmalı çalgıların katkısıyla da gelişir. Başlangıçtaki üç nota artık tipik bir dans olmayan bu esnek ve hareketli bölümün çekirdeği gibidir. Aynı tondaki trio -genellikle Mozart'ın zarif şakalarını uyguladığı bölme- ise bu kez daha canlıdır ve bir müzikoloğun belirttiği gibi Mozart "arabayı atın önüne koşmuş", yani kadansı melodinin önüne almıştır. Ayrıca kromatik ögeleri geleneksel menuete uymayan biçimde çok kullanan Mozart, üstelik bir senfonisinin menuetinde ilk kez viyolonsel ve kontrbaslar için ayrı ve kendine özgü bir parti de (9-13. ve 52-55 mezürlerde) yazmıştır.

4. Bölüm

Oldukça çabuk (Allegro molto) tempoda, 4/4'lük ölçüde ve Do Majör tonda olan final, Mozart'ın senfonik bölümleri arasında tektir: Bu bölümde asıl olan melodik güzellik değil, melodilerin kontrpuan bakımından değerlendirilişi, insanı kapıp götüren canlılığın, soylu ve berrak neşenin oluşturduğu atmosferin Barok çağ yöntemiyle ele alınışıdır. Mozart'ın kendini çok yüksek değerlerde bir kontrpuan ustası olarak ispatladığı ve "Füglü Final" olarak anılan bölümün formu da tekdüze değildir. Müzikolog Alfred Einstein (1880-1952) finali şöyle tanımlar: "... Zira bu bir füg değil, serimde (exposition), geliştirimde (developpement) ve coda'da füglü bölmeleri içeren sonat formunda bir bölümdür.

Daha çok dinsel müzikle ilgilenen Avusturyalı besteci Johann Nepomuk David (1895-1977) ise 1953'te yayımlanan Jüpiter Senfonisi adlı araştırmasında, eserin tüm ana ve yan temalarının on notadan oluşan bir cantus firmus (değişmez şarkı) üzerine geliştiğini öne sürmüştür. Gerçekten de Hıristiyan dinsel törenlerindeki düzenin (litürjik) müziğini yansıtan, eski Gregoryen şarkılarından Lucis Creator ilahisinin girişi Do-Re-Fa-Mi'den oluşan dört notalı motif, finalin başlangıcındaki birinci temayı yansıtır. Bu motifi çeyrek yüzyıl önce 1. Senfoni'sinde kullanan Mozart, Palestrina'dan Brahms'a kadar pek çok besteci gibi davranmıştır. Belli başlı dört temayı içeren final, masum biçimde bu dört notalı cümleyle girer. Orkestra tuttisinin tekrarından sonra yine tuttiyle duyurulan ve aynı Do notasının tekrarıyla başlayan, ancak pesleşen hızlı bölmeyle süren ikinci tema da finalin önemli bir ögesidir. Daha sonra füg ya da daha doğru tabirle "füglü serim" gelir. Viyolonsel ve basların kendilerine özgü partilerini de kapsayan bu beş sesli füg, birinci temanın ilk üç notasından oluşur. Daha sonraki tutti ise trillerle seçkinleşen üçünü temayı güçlü (forte) olarak sunar. Bu arada ikinci tema belirir ve bir kadanstan sonra lirik karakterdeki dördüncü tema duyurulsa da diğer temalar tekrar ortaya çıkar ve yakın benzetimlerle (imitation) önce iki, sonra dört sesli gelişir. Buna birinci tema da katılır. İkinci tema ise bu kez ters benzetimlerle -kemanların tizlere, basların pese hareketiyle- belirir. Bu ilginç ve çekici serimden sonra sakin ve hülyalı gelişim başlar: Burada önemli öge, dört notalı birinci temadır. Güçlü bir doruktan sonra tüm atmosfer değişir. Orkestra güçlü kromatik geçişlerle müziği sanki kontrolden çıkmış gibi işler, ancak fazla uzatmadan kurallara yeniden uyar. Füglü gelişimi, fügle sonat formunun uyumunu sergileyen finalde, hafif (piano) ve gizemli bir pasaj birinci temanın tersine çalınışıyla (inversion) yine gelişimi anımsatır, sonra viyolaların dördüncü temayı ve viyolonsel, fagot, kornoların birinci temayı belirttikleri pasaj, tüm temaların birlikte doğaçtan duyurulmasının habercisidir. İlginç ve büyüleyici bir etki yaratan bu pasaj, sonunda trompet ve kornonun fanfarına yardımcı olan timpaniyle soylu bir finale, Mozart'ın senfonik yaşamının son sayfalarına ulaşır. Schumann'ın "Dünyada öyle güzel şeyler vardır ki bunlar için söylenecek sözler yeterli olmaz" dediği eser, sanki Mozart son sözlerini senfonik biçimde söylermişçesine parlak biçimde sona erer.[1]
 
[1] Aktüze, İrkin: Müziği Okumak, 4. Cilt. Pan Yayıncılık. İstanbul. 2003.

Mozart'ın 4 Aralık 1786'da Viyana'da tamamladığı ve ilk kez 7 Mart 1787 günü Akademi konserinde çaldığı Do Majör Piyano Konçertosu bu kez klarneti içermez. Solo piyano yanında flüt, iki fagot, iki korno, iki trompet, timpani ve yaylı çalgılar için bestelenmiştir.

Ancak Mozart'ın ölümünden sonra eşi Konstanze'nin 1798'de masrafları üstlenerek yayımlattığı konçerto, bestecinin Jüpiter Senfonisi'ne yakındır. Kadansları günümüze ulaşmayan epik karakterdeki bu eser, Mozart'ın en uzun konçertolarından biridir ve 1784-1786 yılları arasında yazılan 12 büyük konçertonun ya da Viyana konçertolarının sonuncusu sayılır.

Mozart, belki de artık piyanist olarak ünü azaldığından, üstelik elinde yeterli konçerto olduğundan, bundan sonra ayrı tutulan iki eser dışında -KV 537 No. 26 ve KV 595 No. 27- başka konçerto yazmaz.

1. Bölüm

Çok karmaşık bir sonat formundaki 1. bölüm 4/4'lük ölçüde, Do Majör tonda, çabuk ve görkemli (Allegro maestoso) tempoda başlar. Girişteki, Mozart'ı hiç de anımsatmayan orkestra tuttisinde beş tema sunulur. Ama başlangıçtaki ritmik motife dayalı figür bölümde önemli bir rol oynayacaktır. Beethoven'in 5. Senfonisi'ndeki kader motifine benzeyen bu motifi içeren giriş, polifonik tema bağlantıları ve armonik ustalıkla senfonik bir doruk oluşturur. Bunu izleyen marş benzeri minör, yan tema üflemeli çalgılar tarafından Majöre dönüştürülür ve solo çalgı piyano fark ettirmeden oyuncu arabesklerle buna katılır. Geliştirimde ise kaprisli temalar basit motifle sıkıştırılır ve bölüm tekrar Do Majörde zafer havasında sona erer.

2. Bölüm

2. bölüm Fa Majör tonda, 3/4'lük ölçüde, ağırca (Andante) tempodadır ve Mozart burada trompetlere ve timpaniye görev vermez. Soylu bir duygusallıkta, etkili ama tutkudan uzak, uzun ve eşdeğer tarz eşlikte sunulan ezgiler piyanistin süslemeleriyle güzelleşir, piyano orkestrayla bütünleşmiş gibidir. Bölüm ilk tutti ile sona ererken coda'da birinci bölümün çekirdek teması da yankılanır.

3. Bölüm

Idomeneo bale müziğinden Gavotte'u anımsatan, fazla hızlı olmayan temayla başlayan 3. bölüm Do Majör tonda, 2/4'lük ölçüde, çabukça (Allegretto) tempoda büyük tutulmuş bir rondo'dur. Form, armoni, çalgılama ve virtüözlük ögeleri mükemmel bir denge içinde gerçekleşirken orkestranın tuttisi ile belirlenen ana temaya karşı uzun süre suskun kalan piyano parlak yapıda birçok yan temayı sunar. La minör başlayıp Fa Majör gelişen bir orta bölme de timsal kontrast oluşturur. Uzun tutulmuş parlak geçiş pasajları bölüme ayrı bir karakter kazandırır, Do Majör tonaliteyi renklendiren şaşırtıcı armonik nüanslarla da seçkinleşir. Mozart'ın olağandışı hayal gücünü yansıtan ince işlemeli ve görkemli -uzun süre ihmal edilen- bu şaheseri sona ulaştırır. Ama bu şaheser 20. yüzyıla kadar unutulacak, ancak Mayıs 1934'te Avusturyalı piyanist Artur Schnabel (1882-1951) ve Macar asıllı şef George Szell (1897-1970) yönetimindeki Viyana Senfoni Orkestrası'yla Grosser Konzerthaussaal'deki yorumla tekrar Viyanalı müzikseverlere kavuşacaktı.[1]
 
[1] Aktüze, İrkin: Müziği Okumak, 4. Cilt. Pan Yayıncılık. İstanbul. 2003.

Esterházy Sarayı'nda sahnelenen düzenli teatrel performanslarının önemli bir parçası olan Carl Wahr Topluluğu, 1772'den 1777'ye kadar her yaz kısa bir süre sarayda kalmaktaydı. Özellikle Almancaya çevrilmiş Shakespeare performanslarının üzerine uzmanlaşan topluluk, çeşitli başka oyunları da sahneliyordu.

Carl Wahr Topluluğu 1774 sezonunun bir parçası olarak Jean François Regnard'ın orijinal adı "Le Distrait" olan beş perdelik komedisi Der Zerstreute'yi (Dalgın Adam) sahneye koydu ve bu oyun için Haydn bir uvertür ve çeşitli parçalar yazdı. Hem oyun hem de müzikler beğeniyle karşılanınca Haydn İtalyanca "Il Distratto" (Dengesiz Kimse" başlığı altında bu müziği bir senfonide topladı.

Oyunun konusu unutkanlığı yüzünden başına her türlü bela gelen Leandre'nin dalgınlığı üzerine kuruludur. Bu şen sulu mizah için Haydn eşit derecede gülünç bir bölüm yazmıştır. Altı bölümlük senfoninin birinci ve beşinci bölümleri her ne kadar daha ciddi olsa da mizah havasından çok da uzaklaşmaz. Eser Haydn'ın halk şarkılarını en uzun biçimiyle kullandığı senfonisidir; bu şarkılar 2., 3., 4. ve 6. bölümlerde duyulabilir.

Birinci bölümde birkaç kez müzik giderek azalarak kaybolur ve daha sonra kuvvetli ve ani bir geri dönüş yapar. Bunlar Haydn'ın 1791 tarihli 94. Senfoni'sinin "Sürpriz"ini anımsatır.

İkinci bölüm kibar bir Fransız şarkısı üzerine kuruludur ve nefesli çalgıların fanfar benzeri araya girişleri görülür. Menuetto'dan sonra dördüncü bölüm Presto ve onun çılgın sekuensli Balkan halk melodileri gelir.

Adagio (di Lamentatione) başlıklı beşinci bölümde, Haydn'ın Gregorian ezgisinden almış olabileceği bir melodi duyulur. Yaylılardaki yumuşak arpejler bu güzel melodiye eşlik eder ve kısa bir fanfardan sonra melodi tekrar eder.

Haydn en büyük şakasını son bölüm için saklamıştır: Vahşi bir prestissimo tempo ile başlayan müzik, kemanların sol tellerinin yeniden akort edilmeye ihtiyacı varmış gibi duyulmasına sebep olan disonant bir akorla aniden duraklama noktasına gelir, ancak daha sonra bölümün sonuna kadar parlak bir şekilde ilerler.[1]
 
[1] İş Sanat'ın 13 Şubat 2013 tarihli Die Deutsche Kammerphilharmonie Bremen (Şef: Ivor Bolton, Piyano: Gülsin Onay) konser kitapçığından alınmıştır.

magnifiercross